İsviçre Katolik Kilisesi’nde cinsel istismar: ‘Buzdağının görünen kısmı’
İsviçre’de Katolik Kilisesi hakkında başlatılan resmi soruşturmada 1950’li yıllardan bu yana 1000’e yakın cinsel saldırı olayı tespit edildi. Olayların birçoğunda çocukların da yer aldığı belirtilirken, soruşturma raporunda mağdurlardan 56’sının erkek olduğu vurgulandı. Suçlananların büyük çoğunluğu erkek.
Zürih Üniversitesi’nden araştırmacılar ayrıca “olayları örtbas etme yönünde yaygın bir girişimde bulunulduğuna” dair kanıtlar buldular. Raporun yazarları şu değerlendirmeyi yaptı: “Tespit ettiğimiz vakalar şüphesiz buzdağının görünen kısmıdır.”
‘İKİ piskoposlukta kayıtların yok edildiğine dair deliller var’
Araştırmacılar Monika Dommann ve Marietta Meier, Kilise’nin isteği üzerine bir yıl süren incelemenin ardından bir rapor hazırladılar. Araştırmacılara kilise arşivlerine erişim izni verildi ve cinsel taciz ve istismardan etkilenen bazı kişilerle röportaj yapıldı. Öte yandan Domann ve Meier, kendilerine ‘çok sayıda’ başka belgeye erişim izni verilmediğini söyledi. Araştırmacılar ayrıca iki piskoposlukta kayıtların yok edildiğine dair kanıtlar bulduklarını ve bildirilen her cinsel saldırı olayının kaydedilip arşivlenmediğini belirtti.
Dommann ve Meier şu bilgiyi paylaştı: “Araştırmadan öğrendiğimiz kadarıyla vakaların yalnızca küçük bir kısmı rapor ediliyor.” Cinsel saldırı olaylarının yarıdan fazlasının dini eğitim sırasında itiraflarda, kilise misyonlarında, çocuk kulüplerinde ve vakıflarda meydana geldiği kaydedildi. Söz konusu olayların yüzde 30’unun kiliseye bağlı yetimhaneler, yatılı ve gündüzlü okullarda yaşandığı vurgulandı.
‘KİLİSE OLUYOR OLANLARI GİZLEDİ’
Uzmanlar, cinsel taciz ve istismar olaylarını belgelemenin yanı sıra, kilise yetkililerinin bu olaylar karşısında ne yaptığını da inceledi. Pek çok olayın ‘gizlendiği, örtbas edildiği veya önemsiz gösterilmeye çalışıldığı’ belirtildi.
Raporda, aralarında kardinallerin de bulunduğu bazı yetkililer, cinsel saldırılardan etkilenenler adına daha fazlasını yapmamakla eleştirildi. Tacizle suçlanan din görevlilerinin ‘sistematik olarak’ yeniden yetki kazanacakları başka yerlere, bazen de soruşturmadan kaçmak için yurt dışına nakledildiği belirtildi. Ayrıca, “Böyle yapılarak Katolik Kilisesi ve yetkililerinin çıkarları, toplumun güvenliği ve refahından önde tutulmuştur.” ifadesine yer verildi. Araştırmacılar, çeşitli cinsel saldırı olaylarının ortaya çıkmaya başladığı 21. yüzyıla kadar bu tutumun değişmediğini de belirtti. (BBC Türkçe)